21 Temmuz 2009 Salı

Bilim&Teknik Tavla Köşesi



Ortaokul yıllarında türkçe öğretmenimiz sınıfımızı Bilim&Teknik Dergisine abone yapmıştı. Şu an düşünüyorum da neden branşıyla alakalı bir edebiyat ya da yazın dünyasıyla alakalı bir dergi değil de , Bilim&Teknik diye ? Neyse çok da önemli değil zaten, Sonuçta bir Orhan Pamuk olma fırsatını bu sebepten ıskalamış bulunma gibi bir durumum olmadı hiç .

Dergi ayın ilk günü sınıfa gelir , çok da ilgiyle karşılanmamakla birlikte isteyen , öğretmen masasından alıp okuyabilir , ay sonunda da arzu eden öğrenci alıp dergiyi evine götürebilirdi. 2 eğitim yılı süren bu abonelik boyunca 15 tane dergiyi babamdan kalma bir gazete - dergi koleksiyonculuğu alışkanlığı istikametinde eve getirip odanın bir köşesinde istiflemiştim. Eksik kalan 3 tane de herhalde hademeler tarafından falan atılmıştı zira benden başka da bu , o yaşa göre biraz da sıkıcı dergiyi kovalayan yoktu.

Benim de aslında öyle aman aman okuduğum söylenemez , amaç biraz koleksiyon damarını tatmin etmek , daha çok ise babamın gözüne girmekti sanırım . Keza 5 sene boyunca o dergiler artık tozdan kapakları görünmeyecek şekilde odanın cd-kitap-dergi ambarı olan kuzey köşesinde atıl vaziyette , tek bir kez dahi sayfaları çevirilmeden durdular. Taa ki Lise bitip , ÖSS badiresini atlatıncaya dek .

Şunların içinde ne var diye merak edip baktığım gün , tavla hayatım açısından da dönüm noktası olan gündü. Derginin son sayfasında klasikleşmiş Satranç Köşesinin yan sayfasında bir Tavla Köşesi vardı. Tavlayla alakalı bilimsel olarak ilk karşılaştığım incelemelerdi bunlar. Yazarını bile hatırlamıyorum şu an . Belki de Türk Tavla Camiasında tanınmış biridir kendisi. Tarih daha internetin yaygınlaşmadığı , sonradan tavlayla alakalı pek çok kitap alacağım amazon' un ismini bile duymadığım 1997-1998 yıllarıydı. Yazıların tarihi ise 1993- 1994 yılları sanırım.

Nispeten bilgisayar öncesi döneme denk geldiği için bu tavla köşelerinde şu anki modern tavla felsefesine göre pek çok hata çıkması muhtemeldir. Hatta tavlanın temel prensiplerine bakış olarak da hatalı bır perspekifi olabilir. Fakat benim içimdeki tavla tutkusunu uyandırmaya yetmişti o zamanlar verdiği teorik bilgiler .

Daha sonraları WBF ile tanışana kadar bu tutku 3 -4 senelik bir nadasa kaldı. WBF turnuvalarına katılmaya başladıkça ve dolayısıyla tavlayla alakalı öğretici yazılı döküman ihtiyacı hasıl olunca ben bu dergileri evde aramaya koyuldum. Bir hafta boyunca odanın altını üstüne getirdikten sonra aramaktan bitap düşmüş bir şekilde teslim bayrağını çektim. Sonrasında ise annemin şüpheli cevaplarından çıkardığım kadarıyla maalesef ya çöpü boylayan ya da sırra kadem basan dergilerden umudu kestim.

Sonraki yıllarda Bilim&Teknik ' in arşivi internette yayınlanmaya başladı fakat üyelik için fahiş bir abonelik ücreti talep edilmekteydi. Ve böylece bu sevda da artık rafa kalkmış oldu benim için. Zaten artık hem internetin yaygınlaşması hem de yurtdışından kitap getirmenin kolaylaşması neticesinde pek çok tavla yazınına sahip olmuştum. Tabir-i caizse bu tavla köşesi yazılarının çoktan pabucu dama atılmıştı.



Geçen gün , gazetede Bilim&Teknik ile alakalı bir reklam gördüm. Temmuz ayında dergiyi alan herkese yanında hediye olarak 42 yıllık 500 sayılık Arşiv DVDsini veriyorlarmış. Reklamı görünce aklıma hemen bu tavla köşeleri geldi. Artık nostaljik bir yazı dizisi anlamı ifade ediyor olsa da bu tavla arşivine ulaşmak geçmişe bir vefa borcuydu benim için. Ve daha ayın ilk gününden bayiiye koşup dergiyi ve 500 sayılık arşivi satın aldım. Netbook denilen notebookdan bozma çakma bilgisayarımda DVD sürücüsü olmadığı için henüz bu arşive bakma imkanım olmadı. Fakat çok yakında blogda bu arşivi ve eski yazıları yad etme şansına ulaşacağımı umuyorum.

Hiç yorum yok: